İzleyiciler

17 Ekim 2017 Salı

Ses ve Konuşma Üretimi Mekanizması ?


Merhaba,

     Bu yazımızda  ‘Sesimiz nasıl oluşur’ ve ‘ Konuşma eylemi nasıl gerçekleşmektedir’ sorularını yanıtlamaya çalışacağız. Yazımıza, ses sistemizi oluşturan yapıları tanıtmak ile başlayabiliriz. Ses sistemimiz; aşağıdan yukarıya doğru akciğerler(pulmones),soluk borusu(trakea),gırtlak(larenks),burun(nasus) ve ağız boşluğundan oluşmaktadır. Aslında; hepinizin daha önceden duymuş olduğu, solunum yollarını oluşturan organlarımız bunlar. Sağlıklı bir sesin oluşabilmesi için de ses sistemimizde yer alan tüm yapıların sağlıklı ve uyumlu bir şekilde çalışması gerekmektedir. Bu yapılar nasıl oluyor da ses üretiminde görev alıyor, isterseniz daha detaylı inceleyelim.
 
     İnsan sesi 3 aşama içerisinde oluşmaktadır. Bunlardan ilki respirasyon; yani solunum aşamasıdır. Solunum ,dış ortamdan alınan hava içindeki oksijen ile organizma içindeki karbondioksitin karşılıklı olarak yer değiştirmesidir. Ve bizler de, yaşamın sürdürülebilmesi için havanın solunumuna gereksinim duyarız ki bu solunuma vejetatif (yaşamsal) solunum adı verilir. Ancak ; yaşamsal işlevinin yanında konuşma eylemi için de solunuma gereksinim duyarız ki bu solunuma da konuşma için solunum (biyososyal solunum) adı verilir. Bu şekilde konuşmanın en temel kaynağı olan havayı, soluk almamız ile ciğerlerimize sağlamış oluruz. Konuşma için solunum,vejetatif (yaşamsal) solunumdan bazı açılardan farklılık göstermektedir. Örneğin; vejetatif solunumun nefes alma ve nefes verme evrelerinin her biri ortalama 2,5 sn sürerken ; biyososyal solunumun nefes alma süresi 2-3 sn, nefes verme süresi ise 15-20 saniye kadar sürebilir.Diğer bir farklılık da vejetatif solunumda bütün solunum yolları açık iken biyososyal solunumda hava,ağız boşluğunda,larenkste bir dirençle karşılaşmaktadır.Ayrıca; bizler konuşmak için daha fazla havaya gereksinim duyarız .
 
               Respirasyon yani solunum aşamasından sonra gelen 2.aşamamız ise Fonasyon ; yani ses tellerinin titreşim aşamasıdır. Bu aşamada ; bizler nefes verirken akciğerlerimizden gelen hava soluk borumuz aracılığı ile  gırtlağımıza(larenks) ulaşır.Gırtlak; kıkırdak,kas ve ligamentlerden oluşan kompleks bir solunum yolu bölümü olup üzerinde ses tellerini bulundurmaktadır.İşte bu aşamada da akciğerlerden gelen havanın ,gırtlak ( larenks) üzerindeki ses tellerini titreştirmesi ile glottal ton (ham ses) oluşmaktadır.( Ses tellerinin bir saniyedeki açlıp kapanma olayına temel frekans (fo) denilir ve bu temel frekans sesin tizliğini ve pesliğini belirlemektedir.Temel frekansı belirleyen de ses tellerimizin(vokal kords) kütlesi,gerginliği ve uzunluğu gibi özelliklerdir. Yani; ses tellerinin uzun ve kalın olması ile kalın bir ses algılanır iken ince ve dar olması ile de ince bir ses algılanmış olur.)
           Cızırtı şeklindeki bu ham ses, gırtlak üzerindeki hava yolunda bulunan yutak,ağız ve burun boşluklarından geçerken bu boşlukların şekil ve hacimlerine göre şekillmesi ile de kişiye özgü olan ses tonumuz oluşmaktadır. Ki bu aşamaya da rezonans aşaması denmektedir.Buraya kadar olan bu 3 aşama ile insan sesinin üretiminden bahsettik.
 
        Konuşma seslerinin üretimi için bir de artikülayon(sesletim) aşamasına ihtiyaç duyarız. Bu aşamada ise ;konuşmaya yardımcı dediğimiz artikülatör organlarımızın (dil,diş,dudak,yumuşak damak,sert damak,farenks) düzenli ve birbiri ardına belirli bir sıralamaya uyarak gerçekleştirdiği hareketler aracılığı ile konuşma sesleri (sesbirimler) üretilerek konuşma gerçekleşmiş olur.Böylelikle dile özgü bireysel sesbirimler üretilir. Buna da sesletim diyoruz.Örneğin ;/p/ sesbiriminin üretiminde, dudaklar kapatılarak havanın önü kesilir ya da sürtünmeli bir sesbirim olan /f/ da ,ise üst dişlerimiz ile alt dudağımıza dokunuruz.

 
     Bu yazımızda ses ve konuşma üretimi mekanizmalarını anlatmaya çalıştık. Bundan sonraki yazılarımızda ise bu mekanizmalarda yaşanabilecek sorunlar ve karşılaşılan konuşma bozukluklarından bahsedeceğiz.... :)
 
 
 




                                                           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.