İzleyiciler

8 Ekim 2017 Pazar

Oyunun Dil Gelişimine Etkisi



Bir önceki yazımızda sizlere oyunun sadece bir eğlence aracı değil bütün gelişimsel süreçlere katkı sağlayan ve çocuğun hayatının merkezi olan bir aktivite oluşundan bahsetmiştik. Bu yazımızda ise oyunun dil gelişimine katkısından daha detaylı bir şekilde bahsetmek istiyoruz.
    Piaget'in görüşüne göre doğduğu andan itibaren öğrenmeye başlayan çocukta buna paralel olarak dil de gelişmeye başlayacaktır. Çocuğun yaşına, seviyesine, ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına göre oyunlar belirlemek hem çocuğun dil gelişimi için başka hiçbir aktivite ile sağlayamayacağınız kadar etkili olacak hem de bu yolla çocuğunuzu ve onun dünyasını yakından tanıma fırsatı elde edeceksiniz.

Yeni doğan bir bebek, doğar doğmaz annesini ister ve refleks hareketlerle çevresiyle iletişime geçmeye çalışır. İşte bu iletişim sırasında gözlemlediği ve işittiği kadarıyla alıcı dilini genişletir. Duyulan sesler anlamlandırılmaya çalışır ve yavaş yavaş yeni kelimelerin kullanılmaya başlar. İlk kelimeler çoğunlukla en çok etkileşimde olunan kişilerin ve eşyaların adıdır. Böylelikle ilk kullandıkları sözcükler öncelikle isimler, sonrasında ise çoğunlukla emir kipi halinde fiillerdir. Sonrasında ihtiyaca göre sıfat ve zarflar kullanılmaya başlanır. Zamirler ise sahiplik duygusunun ortaya çıkması ile daha bir önemli hale gelir.

İşte dil gelişiminin bu şekilde seyrettiği bu dönemlerde çocuklarınızın dil gelişimini desteklemek için onlarla şu oyunları oynayabilir aktiviteleri yapabilirsiniz;

Doğumdan 1 yaşa kadar
§  Bebeklerle konuşmak ve onlar şarkı söylemek ikili iletişimi güçlendirir. Yetişkinin bebeğin çıkardığı seslere tepki vermesi de aradaki iletişime katkı sağlayacaktır.
§  Bebeklere bu dönemde şarkılar ve ninniler sıklıkla söylenebilir.
§  Yetişkinler bu dönemde araba, hayvan ya da dışarıdaki sesleri taklit ederek bebeklerin bu sesleri farketmesini sağlayabilir.
§  İlk yılın ikinci yarısında bebeklere çok basit kitaplar okunup buradaki resimler gösterilebilir. Resimdeki olayların sesli şekilde bebeğe aktarılması ve resimlerin tartışılması bebeklerin resimlere bakmasına ve yetişkinden çıkan kelimelerle resimleri bağlamasına yardımcı olacaktır.
1 ila 2 yaş arası
§  Yetişkinler suratlarını kapayıp açarak “ce-e” oyunlarını ya da el çırpma oyunlarını oynarak çocukların alıcı dillerini geliştirebilirler. Aynı zamanda bu oyunlarda ses çıkarımı çocuğun da sesleri çıkarmasına yardımcı olacaktır.
§  Yetişkinler bu dönemde alfabe şarkısı ya da basit ninnileri söyleyerek çocuklarının da söylemesini sağlayabilirler.
§  Anne-babalar bu dönemde etraflarında olan olayları, etraflarında yürüyen nesneleri ya da çocuğun tanıdığı insanları anlatabilirler.
2 ila 3 yaş arası
§  Artık bu dönemde sembolik oyun geliştiği için anne-babalar ya da yetişkinler çocuğun oyunlarında değişik rollerde yer alabilirler. Anne-babalar kendi yetişkin figürlerinden çıkarak okuldaki bir arkadaş ya da çocuklarının yaşıtı olan kişilere bürünebilirler. Bu oyunlarda giriş-gelişme ve sonucun olması çocuğun hikayeleri kavrayışını da kolaylaştıracaktır.
§  Yetişkinler bu dönemde çocuklarına kuklalar alıp, yeni hikayeler yaratarak oyun oynayabilirler. Bu oyunlar çocukların yaratıcılıklarını da geliştirecektir.



Çocuklarda sembolik oyun aynı zamanda “mış gibi oyun' olarak adlandırılabilir. Sembolik oyunda nesneler, davranışlar ya da düşünceler kendi amaçları dışında başka objelere ya da insanlara yansıtılarak kullanılır. Sembolik oyuna; bardaktan su içermiş gibi yapmak, bir tahtayı at gibi kullanmak gibi örnekler verilebilir. Örneğin; çocuk, kalemi telefon yerine kullanıyorsa kalemin gerçek işlevini biliyordur ve kalemi orada telefon yerine temsilen kullanıyordur. İşte bu sembolik oyunlar, çocuğun erken sembolleştirme becerisini geliştirecek ve Piaget’in söylediği gibi dil ve diğer sözel olmayan bilişsel becerilerinin altında aynı sembolik kapasite olduğu için dil ve bilişsel becerilerinin de artmasını sağlayacaktır. Çünkü dilde aynı sembolik oyunda olduğu gibi gösterge ve gösterenin olduğu yani temsil sistemine dayanan bir sistemdir.

Çocuk büyüdükçe oyunları gelişecek ve daha geniş gruplarla daha kapsamlı oyunlar oynamaya başlayacaktır. 4 yaşından sonra grupla oyun oynamaya başlarlar. Bu dönemde çocuklar; sıra almayı, karşılıklı etkileşim içinde olmayı, oyun yoluyla öğrendiği kelimelerle arkadaşlarına bir şeyler anlatıp onları dinlemeyi ve anlamayı öğrenir. Konuşmanın geliştiği kadar çocukların karşısındakini dinleme ve anlama becerisi de gelişir. Kendisini daha iyi ifade eden ve anlaşıldığını hisseden çocuk iletişim konusundaki kaygılarını yener ve kendine öz güveni artar.

Çocuk oyun oynarken dili ; sözlü olarak ifade edilenleri anlama, yeni sözcükler kazanma, olaylarda farklı zaman çekimleri kullanma, soru sorma ve cevap verme , zihinsel değerlendirme, komut verme, sıralama, hayali durumları ifade edebilme, duygu ve düşüncelerini anlatma, problem çözme, tahminde bulunma , bilgileri birbirine aktarma, nesnelerin / araç-gereçlerin adlarını işlevlerini ve kullanımlarını öğrenme amacı ile kullanırlar.
Ebeveynler ve eğitimciler başta olmak üzere aslında herkesin çocukların küçük bir iletişim başlatma girişimlerinde bile onları destekleyici tavırda olması, onların söyledikleri ifadeleri genişleterek geri dönüt vermeleri (ör: ’’araba’’ diyen çocuğa ‘’evet kırmızı araba’’ demek), yaptıkları hataları eleştirircesine değil de fark ettirmeden düzeltme eğiliminde olmaları( yani çocuk 'Ayşe dün gidecek' ifadesini kullandığında yetişkinin ;hayır ,öyle denmez diyerek doğru ifadeyi kullanması yerine;  'Aa, Ayşe dün gitti mi ?' şeklinde fark ettirmeden doğru ifadenin sunumu ) önemlidir.
Aynı zamanda çocuk ile oyun oynarken, çocuğun dünyasında olduğumuzu ve o esnada onun lider olduğu unutulmamalıyız. Böylelikle ; onun egemen olduğu bir dünyada çocuk ,kendisini daha rahat hissedecek ve belki de o güne kadar hiç kullanmadığı kelimeleri, kalıpları kullanmaya başlayarak  dil gelişimi için en büyük gelişmeleri gösteriyor olacaktır.

Kaynakça:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.